Apple yine yapacağını yaptı ve Ekim ayı etkinliğinde yeni ürünlerini ve ayrıca varolan ürünlerinin güncellenmiş halini bizlere tanıttı. Birçoğumuz için hayar kırıklığı tadında olan bu etkinlik içerisinde iLife 11 yazılım paketini gördük öncelikle.
Bildiğimiz gibi iLife bir Mac almanın en teşvik edici özelliklerinden biridir. Özellikle evde film, müzik ve fotoğraf arşivlemesi yapıyorsanız. iLife 11 sürümü aslında yeni görsel değişiklik içermemektedir. Zaten programların simgelerinin bile değişmemesi bunun en güzel destekleyen kanıtlardan biridir.
iLife paketinin en önemli yazılım parçalarından biri iPhoto fotoğraf düzenleme yazılımıdır. iPhoto’09 sürümünden sonra pek fazla yenilik karşımıza çıkmadı ama yeni temalara sahip olan slayt gösterileri ve tam ekranda daha efektif çalışma olayı çok daha güzel bir hale getirdi. iMovie en önemli ikinci yazılım olarak karşımıza çıkıyor. iMovie’de de Hollywood tarzı fragman oluşturma, kişileri görüntü ve seslerine göre arayıp bulma ve Storyboard yani Hikaye Akışı hazırlama özellikleri ile göz dolduruyor doldurmasına da pek de fazla yenilik içermemekte. En güzel gelişmelerden biri direkt olarak vimeo bağlantısı kurabilmenizdir. YouTube entegrasyonuna güzel bir alternatif olmuş. GarageBand için de göze çarpan en önemli özellik eş zamanlı çalıp ritim tutturamayanlar için ritim bütünlüğü özelliğinin sağlanmasıdır. Ayrıca nota eğitimi de artık alabileceksiniz.
FaceTime iLife sonrasındaki en güzel özelliklerden biri. Artık iPhone4 ile Mac leriniz kameralı görüşme yapabilecek. Sadece iPhone4 ile Mac değil, aynı zamanda Mac’ler de kendi aralarında görüşme yapabilecek. FaceTime şimdilik Beta aşamasında ve kullanabilmeniz için Mac OS X Snow Leopard 10.6.4 işletim sistemine ihtiyacınız var. Kullanmak için bir Apple ID nizin olması gerekiyor bu arada hatırlatmakta fayda var.
FaceTime’ın tanıtımından sonra karşımıza çıkan iyi haberlerden biri de Mac OS X ‘in 8. stabil sürümünün tanıtılması oldu. 8. stabil sürümün adı Lion ve zaten bunu herkes de bekliyordu. Back to the Mac görsellerinden de bu kolayca anlaşılabilirdi. Bu yeni sürümde hedeflenen en önemli şey iOS üzerindeki bazı özelliklerin Mac OS X’e kazandırılmasıydı. Bunun için de Mission Control adında bir altyapı kullanılarak LaunchPad adında bir uygulama erişim ve düzenleme merkezi kuruldu. LaunchPad şu an sistemlerimizde kullanmış olduğumuz Spaces, Exposé, Dashboard ve Tam ekran çalışılabilecek yazılımların bir araya gelmiş halidir.
Apple’ın pazarlama dehasının bir diğer ürünü karşımıza çıktı Lion sonrasında. Bundan sonra programları internetten satın alabileceğiz Apple vasıtasıyla. AppStore sonrasında Mac App Store ile Mac kullanıcıları da düşünülmüş. Mac App Store Dock’da yerini hemen almış. Finansan gücüne güç katacak olan bu alt yapı ile Apple galiba dünyanın en zengin firması olma yolunda bir adım daha atmış olacak.
Etkinlikteki son gelişme yeni MacBook Air modelleri ile ilgiliydi. MacBook Air de artık yekpare kasaya sahip ve Flash bellek gibi daha küçük teknolojiler kullanıldığından minicik hale gelmiş. MacBook Air 999 dolardan başlayan fiyatlarla karşımızda olacak ve minik bir bilgisayar serisi olmasına karşın büyük makinelerin özelliklerini taşımakta.
Genel anlamda çok fazla yenilik yoktu etkinlik sürecinde. Hayal kırıklığı anlamındaki düşünceler de bu yönde. Sadece güncellemeler vardı, yeni sadece FaceTime oldu.
13 Eylül 2000 yılında Steve Jobs MacWorld Expo açılışında bize Mac OS X’i tanıtmıştı. Tabi o zamanlar Apple ile MacWorld’ün arasından su sızmıyordu. Aradan yeniliklerle dolu 10 yıl geçti. Artık Mac OS X çok daha sağlam çok daha güzel ve çok daha hızlı. Özellikle de Leopard sonrasında Finder’ın yeniden yazılmasıyla birçok şey değişti bunu zaten hepimiz gayet iyi biliyoruz. Çok uzun süre vefat eden kardeşi Mac OS 9’u Classic ortamı ile kullandık be belkide halen daha kullananlar vardır. Öyle ya da böyle Mac OS X 10 yıldır hayatımızda. Katkıda bulunan herkese teşekkür ediyoruz ve doğum günün kutlu olsun diyoruz Mac OS X.
.ISO dosyaları gün geçmiyor ki karşımıza çıkmasın ve bizlere onlarca yeniliği sunmasın. Birçok bakımdan artık ISO dosyalarının kullanımı normal CD ve DVD üretimine göre tercih edilmekte. Bunlar genellikle internetten bulabileceğimiz dosyalardır. Peki bunları bir optik sürücüye yüklemek zorunda kalırsak ne yapacağız? Aklınıza hemen Toast’u kullanarak optik bir diske yazarım düşüncesi geçebilir ama acele etmeyin. Windows dünyası Windows 7 ile dahili bir ISO yazma aracına kavuştu ama Mac OS X bu araca ilk günlerinden beri neredeyse sahip ve biz de bu aracı kullanacağız. Başlığa aldanmayın sadece DVD disklerine yazmak zorunda değilsiniz, aynı zamanda CD lere de yazabilirsiniz. Nasıl mı? Öncelikle Disk Utility izlencesini çalıştırın.
Apple bizlere o kadar gizli kapaklı şeyler vermiş ki çoğumuzun aslında parmaklarımız altındaki bu cevherlerden haberi bile olmuyor, tabi ki bizler onları keşfedene kadar. Bu keşfettiğiniz özellikler hızlı çalışma ortamındaki bazı gereksinimlerinizi daha hızlı karşılama olanağını size sunuyor. Lafı fazla uzatmayalım ve konumuza dönelim.
Windows dünyasının en bilinen optik disk yazma programı Nero’yu bilmeyenimiz yoktur. Nero yıllardır Windows kullanıcılarının yazma ve farklı optik üretim gereksinimlerini karşılamaktadır. Her ne kadar Mac OS X kullanıcıları Nero kullanamasalar da Roxio firmasının mükemmel Toast yazılımı işimizin çoğunu görmekte. Windows kullanıcıları ile sürekli alışveriş yapıyorsanız bu alışverişin içinde ISO ve NRG dosyaları da vardır. ISO bildiğimiz gibi bir tür CD veya DVD imaj dosyasıdır. NRG de aslında farklı değildir. Aynen Toast yazılımının dosyaismi.toast adındaki bir dosya oluşturması gibi bir CD veya DVD imajı oluşturmanızı sağlar ama bu genelde sadece ve sadece Nero Burning ROM veya Nero Express gibi Nero türevi programlarla yazılabilir. Mac kullanıcıları da çoğunlukla bu çerçevenin dışında kalır. Şimdi artık Mac kullanıcıları da bu işlemi yapabilecek. Nasıl mı? Bunun iki yolu mevcut…