Kategori: Apple

  • Apple Watch Hayatımızda Neleri Değiştirecek?

    Apple Watch Hayatımızda Neleri Değiştirecek?

    Telefondu, müzikti, tabletti derken sonunda Apple saat olayına da girdi. Apple’ın bu ürünü de mükemmel hale getirip satışa çıkaracağı aşikar ve galiba bu konuda aksini iddia edecek biri de yoktur.

    Apple Watch Apple’ın sadece bir teknik ürünü olmayacak, aynı zamanda son zamanlarda zayıflamakta olan marka bilincinin de tekrar güçlenmesine ortam sağlayacaktır. Fiyat konusunda ne olacağı bilinmez tam olarak ama Türkiye’de Apple’ın son yaptığı fiyat güncellemeleri sonrasında çok da ucuza gelebilecek bir ürün olmayacağı şimdiden belli oldu gibi.

    Şimdi bu yazıda benim bahsetmek istediğim konu Apple Watch’ın fiyatı vesairesi değil, aksine hayatımızda nelerde değişikliğe yol açacağıdır.

    Screen Shot 2015-01-07 at 15.13.24

    Bildiğimiz gibi iPhone’lar ilk piyasaya çıktığında hayatımıza pinch-to-zoom hareketi de girdi. Bu konuda Cem Yılmaz’ın diline de düşmüştük. Fundamentals adlı gösterisinde bu hareketin hayatımıza nasıl girdiğine dair skeçler izledik Türk milleti olarak. iPhone telefon alışkanlıklarımızı bir çırpıda değiştirdi. Apple’a milyonlarca dolar kazanç sağladı. Bizim hayatımız bazı anlamlarda daha kolay hale geldi.

    Peki Apple Watch’da durum ne olacak? Apple Watch belli başlı alışkanlıklarımızı değiştirecek. Bunları genel olarak sıralayabiliriz:

     

    1- Yeni bir dijital aksesuar hayatımıza girecek.

    Unknown-2Tüketim toplumunun kaçınılamaz bir parçası olarak yeni çıkacak olan bu Apple ürününü kesinlikle alacağız ve artık teknolojiyi giyilebilir hale getirmeye başlayacağız. Birkaç yıl önce Giyilebilir teknoloji (Wearables) kavramı ortaya atıldığında, giydiğim pantolonun ve gömleğin nasıl teknolojik olabileceğini düşünmeye başlamıştım ama aslında olayın üzerimizdeki kumaşlardan değil de takındığımız aksesuarlardan başlayacağını sonunda gördüm. Daha önce Nike gibi spor devlerinin başlatmış olduğu akımı Apple gayet başarılı bir şekilde devam ettirecek. Haa bu konuda Samsung’un hakkını yememek lazım. Apple uzun zamandır bu çalışmaları yaparken Samsung bu üründen iki nesili piyasaya çıkarmıştı bile. Akıllı köprüyü geçene kadar, deli karşıya geçmiş misali oldu ama tabiki bunun sonuçlarını görmek lazım. Bu işi Apple yaptığında daha ayakları yere basan bir proje ile karışımıza çıkacaktır. Bunun ötesinde bu cihazın Apple’a farklı getirileri de olacaktır. Sadece bu saate erişebilmek için bile eş zamanlı olarak daha fazla iPhone satılacaktır. Apple daha fazla iPhone sattığında daha fazla Mac satmaya başlayacak ve bunları diğer ürünleri ile desteklettirecektir.

     

    2- Sağlığımız hakkında daha dikkatli olacağız.
    UnknownApple Watch içerisindeki sağlık takip mekanizmaları sayesinde tıbbi anlamda hayatımıza daha çok yön vermeye başlayacağız. Şu an bir Nike FuelBand kullanıcısı olarak zaten bunu bir nebze yapmaya başladım. Sürekli kolumda olan bu cihaz ile arkadaşlarımla koşu yarışmaları vb. etkinlikler yapabiliyoruz. Apple Watch ile daha detaylı sağlık bilgilerini sürekli tutabileceğiz. Düşünsenize doktorunuz son 2 haftalık kalp atış değerlerinize EKG gibi bir teşhis metodu kullanmadan ulaşabilecek. Son zamanlarda ağır bir iş yapıp yapmadığınızı, ya da doktorunuzun uyarılarına karşın fazla yürümemeniz gereken durumlarda fazla yürüdüğünüzü doktorunuz anında görebilecek ve size uyarı gönderebilecek (SGK doktorlarından bahsetmiyorum tabiki ☺). Kalp ritminizi zorlayacak bir etkinlikten kaçınmanız sağlanabilecek. Bluetooth destekli diğer sağlık cihazlarından veri alıp bunları sağlık merkezinizde saklayabileceksiniz. Mesela kan şekeri ölçen cihazlar bu bilgileri bluetooth üzerinden de takip edebilmenizi sağlıyor.

     

    3- İletişim yollarımıza farklı yazılımlar gelecek.
    Screen Shot 2015-01-08 at 00.43.34Whatsapp internetin mobilleşme dönemine imza atan en başarılı yazılım bence. iMessage vb. İletişim metotlarının hepsi aynı temele dayanıyor ama bu konuda Whatsapp’in eline su dökebilecek bir yarışmacı henüz yok (Evet, bunu Mac kullanan biri olarak söylüyorum). Bump gibi Bluetooth ve internet destekli dosya alışverişi yapabilen yazılımlar bir dönem patlak verdi ama bunlar da zamanla silindi. GPS destekli sohbet ve mekan yazılımları da gündeme geldi ve onlar da iletişim metotlarımıza bir yenisini ekledi. Apple’ın saati ile ben yeni bir iletişim platformunun da oluşacağından eminim. Titreşim motoru ve renkli ekranda çizime izin verebilen sistemin kendisi buna verilebilecek en iyi örnek bence. Titreşim motoru şu an halihazırda kullandığım FuelBand’de olmasını istediğim en önemli özelliklerden biri. Apple Nike’ın FuelBand takımını işe alarak zaten bu teknoloji ile en iyi adımları atacağını gösterdi bence.

     

    4- Uzaktan el bileği ile konuşan insanlar göreceğiz.
    knight-riderIşınla beni Scotty! Kitt hemen buraya gel! Uzay Yolu ve Kara Şimşek dizilerinden bu tür görüntüleri çok gördük ve duyduk. 40-50 yıl sonra artık umumi kullanıma sıra geldi. Eskiden Bluetooth kulaklıklar ilk çıktığında sokakta kendi kendine konuşan insanlar gördüğümüzü sanmamıza neden olan cahilliğimiz, Apple Watch’da da kendini gösterecektir ama bu sefer daha kısa bir süre bu süreci yaşayacağız. İnsanlar artık eskisi gibi farklılıkları kabullenmede fazla zaman harcamıyor. Yolda, arabada, metrobüste, trende saati ile konuşan insanları görürseniz şimdiden uyarıyorum, ruh ve sinir hastalıkları hastanesini aramaya kalkmayın. Koluna bakın konuşan kişinin, bir cihaz var mı diye ☺

     

    5- Mesajlarımızı artık dikte ettirmeye başlayacağız.
    Screen Shot 2015-01-08 at 00.44.49Siri iOS 9 ile hayatımıza çok daha derinlemesine girecek gibi görünüyor. Mavericks ve iOS 8 ile Türkçe dikte etme özellikleri bizlere sunuldu ve bunların sonucunda Siri ile dikte özellikleri daha iyi hale gelecek. Artık araba kullanırken mesaj yazma sıkıntımız fazla kalmayacak. Eliniz doluyken telefonu açamama bahaneniz de olamayacak. Bu özellik aslında en çok trafikte mesaj yazarak insanların hayatını tehlikeye sokan arkadaşlara fayda sağlayacaktır. Belkide ilerde yeni anayasaya bu konuda bir madde bile eklenebilir. Mesela, araba kullanırken sadece giyilebilir bir cihaz üzerinden iletişim kurmanıza izin verilecektir ve mesaj yazmak kesinlikle yasak olabilecektir.

     

    6- Güvenlik konusunda farklı yaklaşımlar gösterilecek.
    keychainaccessbigimageGüvenlik konusunda Apple Watch bizlere farklılıklar sağlayacaktır. Mesela iPad ve iPhone’larımızdaki parmak izi okuyucusu ile yazılımları çalıştırmak veya belli başlı güvenlik engellerini geçebilmek güzel bir özellikti ve büyük bir ihtimalle bunu kolunuzdaki saat ile de yapabilir hale gelebileceksiniz. Apple saatiniz sizin için bir güvenlik anahtarı olacaktır. Evinize geldiğinizde saatinizi kapıdaki sensöre okutmanız yeterli olacaktır örneğin. Ya da iş yerindeki kart sistemleri farklı bir hale gelebilecektir. Bilgisayarınızı açtığınızda eğer kolunuzda bir Apple Watch varsa, sizden şifre istenmeyebilecektir. Başkaları bilgisayarınıza geldiğinde bu konuda farklı bir şifreleme sistemi kullanabileceksiniz. (Burada sadece öngörülerimden bahsediyorum)

     

    7- Ödeme yöntemlerine farklı bir yaklaşım gelecek.
    Screen Shot 2015-01-08 at 00.47.46Apple Pay ödeme sistemi Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlayacak ve artık zaten cep telefonunuza giren kredi kartınızı telefonunuzdan göstermenize bile gerek kalmayacak. Ödemeyi bileğinizi pos cihazına yaklaştırarak da yapabileceksiniz. Bankalar eğer Touch ID için göstermiş oldukları hassasiyeti Apple Watch için de gösterirse, gerekli alt yapı hazırlıklarını yapmış olan bankaların ATM lerinden para çekmek için karta ihtiyacınız olmayacak.

     

    8- Eski saat üreticileri zamanla daktilo üreticileri ile aynı kaderi paylaşacak.
    il_fullxfull.2283478601Bilgisayarlara ve yazıcılara dayanamayan daktilo üreticileri gibi Apple Casio vb firmaları zamanla zorlayacak. Bir zamanların KODAK markası şu an ne durumda, mesela bunu da hatırlayabilirsiniz. Fotoğraf makineleri, kameralar ve benzeri her türlü dijital eşya zamanla yerini telefonlara bıraktı. Saat üreticileri de zamanla bu kaderi yaşamak zorunda kalabilir. Bu söylediğim öyle 10 yılda falan olmayacak ama Apple gibi 10 tane daha teknoloji şirketi saat çıkarmaya kalkarsa klasik saat üreticileri zor anlar yaşayacaktır.

     

    9- Çantalarımıza bir kablo daha girecek.
    Screen Shot 2015-01-08 at 00.51.5830 pinlik iPhone kablolarından sonra Lightning kabloları çantalarımızda, arabalarımızda ve yaşadığımız her yerde artık hayatımızın bir parçası halinde. Her teknolojik araç gibi saatlerimiz de şarj konusunda bize sıkıntı yaşatacak. Bu yüzden diğer kablolarımızı taşımak yetmiyormuş gibi bir de mıknatıslı saat şarjı taşımaya başlayacağız. Bayanlar için genelde bir sıkıntı yaratmaz bu konu çünkü zaten bir çanta taşıyorlar ve bu çantalarda genelde bir kablo için daha yer olacaktır ama sorun bizler gibi mobil yaşamak isteyenlerde. Laptop şarjıydı, kablosuydu, telefon kablosuydu derken bir de bu kablo girecek hayatımıza.

     

     

     

    Bu 9 madde (daha da uzatılabilir) aslında bu saatin sadece bir saat olarak hayatımıza girmeyeceğini gösteriyor. Apple Watch hayatımıza iPhone kadar farklılıklar getireceğe benziyor. Bekleyip görmekte fayda var.

  • Aperture’ın Piyasadan Çekilmesi Ne Anlama Geliyor?

    Aperture’ın Piyasadan Çekilmesi Ne Anlama Geliyor?

    pf_aperture_2xApple, Adobe ile tatlı rekabetine Intel işlemcilerine geçiş döneminde başlamıştı. Premiere’e karşı Final Cut’ı geliştirmeye başladı. Bu tatlı rekabete Apple’ın direkt olarak fotoğrafçıları hedef alan yazılımı Aperture’ı piyasaya sürmesiyle farklı bir boyuta taşınmıştı. 2005 yılında piyasaya çıkan Aperture’dan sonra Adobe Lightroom’u piyasaya sürdü. Bu zamana kadar hep Photoshop ile karşılaştırılan Aperture’ın artık yeni bir rakibi vardı.

    Zaman içinde kendi büyük kitlelerine ulaşan her iki yazılım da profesyonel fotoğrafçılara sundukları özelliklerle büyük kolaylıklar sağlıyordu. Her şey güzel gidiyordu, ta ki Apple dün Aperture’ı geliştirmeyi durduracağını açıklayana kadar.

    Bu haber Aperture kullanıcılarını üzerken Adobe’yi çok sevindirdi. O kadar sevindirdi ki hemen Aperture kullanıcılarını kapmak için ilanlar bile yapmaya başladı.

    Lakin, Apple’ı uzun süredir bilen ve gelişmeleri takip eden biri olarak bu durumu kendi uzmanlığımca sizlerle irdelemek istedim.

    Aperture’ın çıktığı dönemde Apple’ın odaklandığı ana kavram Digital Hub (yani dijital bağlantı noktası) kavramıdır. Bu nedir? Digital Hub ile müzikleriniz, filmleriniz ve fotoğraflarınız dijital bir merkezden yönetilebilir olması demektir. Yani, dinlemek istediğiniz müzikleri, çektiğiniz fotoğrafları ve kaydettiğiniz videolarınızı yeni paylaşım ortamı olan internet üzerinde paylaşabilecek hale getirebilecek halde tutulması gerekiyordu.

    apple-digital-hub-strategy

    Bu programları zaten anlamışsınızdır: iTunes, iPhoto, iMovie, iDVD ve iWeb. iTunes ile eski tozlu raflarda kalan CD’lerinizi MP3’e çevirdik ve iPod’larımıza attık bu şarkıları, iPhoto ile daha yeni yeni piyasayı zorlayan dijital fotoğraf makinelerinde çektiğimiz fotoğrafları kameramızdan düzenli bir şekilde bilgisayarımıza aktardık, iMovie ile FireWire kameralarımızdan aldığımız videoları düzenleyebilecek hale getirdik. Üstelik, iWeb ile bu dosyalarımız iki üç tık ile rahatça bir web sitesi üzerinden paylaşılabilir hale gelebiliyordu. Bu süreç iPod daha piyasaya çıkmadan 2000 li yılların başında başladı. Bu dönem Steve Jobs’a göre kişisel bilgisayarların üçüncü dönemiydi. Bu konuda YouTube’da bir video var.

    http://www.youtube.com/watch?v=9046oXrm7f8#t=238

     

    Bu programlar her ne kadar amatör kullanıcıları hedeflese de Apple bu yazılımların hepsi için bir profesyonel sürüm de çıkardı. iWeb bundan nasibini almadı ama bu konuya girmeyeceğiz.

    fcs-2009iMovie’nin büyük kardeşi Final Cut Pro;
    iPhoto’nun büyük kardeşi Aperture;
    iDVD’nin büyük kardeşi de DVD Studio Pro;
    GarageBand’in büyük kardeşi de Logic Pro oldu.

    Hatta iLife gibi pro yazılımların da paketleri oldu.

    Bunlara ek olarak Apple profesyonel pazara yönelik başka programlar da üretti. Bunların arasında en bilindiklerden biri Motion oldu ve Motion video kompozisyon konusunda After Effects’in tahtını ciddi derecede salladı. Motion’ı gerçekten bilinen bir yazılım haline getiren çalışmalardan biri de Citroen’in dans eden arabasıydı.

    http://www.youtube.com/watch?v=IL5c2DUnYno

    Apple bu geçtiğimiz son 10 yıl içinde Adobe’nin karşısında tatlı bir rakip olarak kaldı. Adobe gerçekten kendi kategorisinde dünya lideri ve buna kimsenin diyebileceği birşey yok. Adobe Apple olmasaydı herhangi bir yazılım şirketi olabilirdi. Kullanıcılar için iki firmayı birbirinden ayırmak neredeyse imkansız çünkü birini satın alan bir şekilde diğerine de yönelmekte.

    Durum bu şekilde devam ederken Apple WWDC’14 etkinliğinde Mac OS X Yosemite’yi tanıtırken içindeki değişiklikler konusunda da bilgi verdi. Yosemite, iOS ile daha entegre çalışabilmek için Photos uygulamasına ev sahipliği yapacaktı. Aklımıza hemen e peki iPhoto’ya ne olacak sorusu geldi.

    9727-1627-6pSFvda-l

    Sorumuza cevap hemen 1 ay içinde geldi. Tahminime göre, Apple’ın Aperture’ı üretmeme kararını alması tamamen yeni işletim sisteminde hem amatör kullanıcının hem de profesyonel kullanıcıların kullanabileceği bir fotoğraf yazılımı oluşturmak. Bu uygulama var olan bütün kitaplıklarla uyumlu çalışacak. Yani bir aksilik çıkmazsa iPhoto, Aperture ve iOS kitaplıkları ile uyumlu olacaktır. Ama en önemlisi ise bu uygulamanın büyük bir ihtimalle de eklenti desteği ile geliştirilebilir olması ihtimalidir. Böylelikle geliştiriciler fotoğrafları çok daha fazla özelliklerle genişletebileceklerdir.

    Yani genel olarak söylemek gerekirse, Apple kullanıcıları artık amatör olarak görmüyor; aksine profesyonel kullanıcı olarak görüyor. Programı da bu şekilde düzenleyecek ve daha üst düzey kullanıcıların talepleri için de diğer bir çok Apple yazılımı gibi geliştirilebilir hale gelecektir.

    Apple Pages, Numbers ve Keynote yazılımlarını ücretsiz hale getirip daha sonra da ücretsiz işletim sistemi sözünü vererek zaten çok radikal bir adım atmıştı. Böyle bir adım daha atarsa da hiç şaşırmamamız gerekir. Tamamen ücretsiz ve profesyonellerin bile kullanabileceği bir fotoğraf arşivleme ve düzenleme yazılımı… Kulağa hoş geliyor değil mi?

  • Swift Paralel Programlama Dili: Apple’ın Yeni Silahı Mı?

    Swift Paralel Programlama Dili: Apple’ın Yeni Silahı Mı?

    WWDC 2014’te Swift parallel programlama dilinin geliştiricilerin kullanımına sunulduğunu hepimiz duyduk ve geliştirici dünyası bu konuda büyük bir çıkmaza girdi. Apple’ın yıllardır arkasında durduğu Objective-C dururken ve yeni kütüphaneler yazılabiliyorken neden Swift’e geçiş başladı? Bu geçişin Apple için bir anlamı var ve Apple bu geçişte daha büyük şeyler planlıyor galiba. Apple’ın neden Swift’i neden destek vermeye başladığının bazı gerekçeleri olabilir. Bu gerekçeler bu programlama dilinin diğer programlama dillerine göre daha üstün özellikleri olarak görünüyor. Detaylara girmeden önce paralel programlama nedir ve çalışma mantığı nedir bu konuda konuşalım.

    Nedir Paralel Programlama

    Bir karşılaştırma yapacak olursak geleneksel yöntemlerde programlar seri halde bir dizi sürecinde yazılır ve bu yönde yapılır. Program bir bilgisayarda bir işlemci vasıtasıyla icra edilir ve programlar birbiri ardına gelen kodların yapılmasıyla devam eder ve belli bir zaman diliminde sadece bir işlem yapılır. geleneksel Paralel programlama ise problem çözümüne biraz daha farklı bir yönden yaklaşmaktadır. Geleneksel programlamanın aksine problem birden fazla işlemci kullanılarak çözülür. Problem sıra ile yazılmaz, birden fazla parçaya bölünerek eşzamanlı olarak çözülür. Komutlar farklı işlemcilerde işlenecek hale getirilir. paralel   Bilim ve mühendislik alanlarında ve endüstriyel ve ticari alanlarda kullanılan paralel programlama dili genel olarak zamandan kazanmak ve büyük problemleri kolayca çözmek için tercih edilir. Bu da genelde birbirine bağlı süper bilgisayarlar inşa etmek vasıtasıyla gerçekleştirilir. Seri programlama yani geleneksel programlama bazı sınırlamalara sahip ve bu sınırlamaları aşmak için paralel programlamadan yararlanılır. Yerel veri işlemede etkin gibi görünen geleneksel programlama yerel olmayan verilerin işlenmesinde özellikle de birden fazla farklı noktada bulunan verilerin işlenmesinde pek de etkin olamayabiliyor. İşte bu noktada paralel programlama devreye giriyor. Şu an piyasada gerçekten lider durumda olan paralel programlama dilleri var. Bunlardan en bilinenler Nvidia’nın geliştirdiği CUDA ve MPI (Message Passing Interface) dilleridir. Nvidia’nın CUDA’sı Mac üzerinde de geliştirilebilmektedir. MPI ise Homebrew olarak çalışmakta, yani sadece port edilmiş durumda. nv-cuda-2014header-updated

    Peki Neden Swift?

    Unknown-3Hızlı ve kolay paralel programlama sağlayan Swift çoklu işlemcilerde, cluster bilgisayarlarda (ağ üzerindeki yığın bilgisayarlarda), bulut bilişimde ve gigaflopluk işlem yapabilen süper bilgisayarlarda kullanılmak üzere tasarlanmış. Bu kadar profesyonel kullanıma rağmen yazım şekli diğer paralel programlama dillerine göre daha basit. Paralelliğin getirmiş olduğu karmaşıklıktan uzakta olan bir yapıya sahip Swift ve kısa yazılan sentakslar bile büyük çapta işlemler yapabilecek durumda. Swift milyonlarca programı, aynı anda binlercesini çalıştırabilecek kapasiteye sahip hem de bir saniye içerisinde yüzlercesini başlatarak. (Bu bilgi Swift’in kendi sitesinden alınmıştır.)

    Swift Apple’a Ne Kazandıracak?

    Swift Cocoa ve Cocoa Touch (OS X ve iOS yazılım temeli) için yeni bir programlama dilidir. Swift ile kod yazmak etkileşimli ve eğlenceli bir hale geliyor. Bunun yanında sentaks (cümle dizilimi) daha kendini ortaya koyabilen bir yapıya sahip ve programlar bu dil ile çok hızlı çalışıyor (Valla Apple’ın yalancısıyım). Swift iOS ve OS X Projeleri ile rahatlıkla kullanılabilmekte ve Objective-C ile yan yana çalışabiliyor. Swift Apple’ın yıllarca edinmiş olduğu platform deneyimlerinin ve programlama dilleri üzerine son yıllarda yapmış olduğu araştırmaların sonucudur. Objective-C den ortaya çıkan isimlendirilmiş parametreler Swift’teki API’ların daha kolay okunabilmesini ve barındırılmasını sağlayan çok daha belirgin bir sentaks içerisinde ifade edilmektedir. Bu tür ifadeler yazdığınız kodu daha saf bir hale getirir ve daha az yanlış yapmanızı sağlar. Bellek tamamen otomatik olarak yönetilmektedir ve iki nokta üst üste yazmanız bile gerekmez. LLVM Derleyici sayesinde Swift kodları Mac ve iOS cihazlarınız için öz kodlara çevrilir ve siz böylelikle cihazınızdan en yüksek performans almanız sağlanır. Programlamadan biraz anlayanlar programlamadaki bazı temel işlemleri bilirler. Swift C ve Objective-C dilindeki alt seviye ilkel işlemleri de barındırmaktadır. Yani veri tipleri, akış kontrolleri ve operatörleri rahatlıkla kullanabilirsiniz. Bunun yanında nesnesel tabanlı program öğelerini de barındırmaktadır. Şimdi gelelim Apple’ın bunu neden tercih ettiğine… Galiba Apple büyük bir adım atmaya yaklaşıyor. Swift’in sağlayacağı özelliklerle herhalde artık bulut teknolojisine daha çok dayalı yazılımlar geliştirecek. iCloud tamamen baskın bir Apple teknolojisi olacak ve abartmak gibi olmasın ama Apple bilgisayarınızı yoracak işlemleri diğer Apple cihazlarınızı kullanarak daha hızlı yapmanızı sağlayacak bir alt yapı bile çıkarabilir. Final Cut’da bir render alırken başka Mac’lerden ve aynı zamanda işlemcisi neredeyse bir Mac kadar güçlü olan iOS cihazlarından da yardım alabilecek bir sistem; hem de kablolardan bağımsız… neden olmasın?

  • World Wide Developers Conference 2014

    World Wide Developers Conference 2014

    Haziran ayı Apple için farklı bir anlam taşıyor. Her yıl Haziran ayında dünyanın birçok noktasından gelen geliştiriciler Apple’ın kendilerine sunacağı yenilikleri daha yakından takip etmek için Los Angeles’da toplanıyor. Bu yıl beklenenin aksine iPhone konusunda pek de gelişme olmadı bu etkinlikte ama gösterilenler iPhone’un ne kadar daha güçlü bir telefon olacağı konusunda bir bilgi vermekte.

    iPhone’u bir kenara bırakalım ve WWDC 2014’te neler gösterildi kısaca onlardan bahsedelim.

    1- Mac OS 10.10 Yosemite: Yeni işletim sistemimiz

    2- iOS 8: iPhone, iPad ve iPod larımızı coşturacak ve masaüstü ile daha entegre bir mobil işletim sistemi.

    3- Geliştirici Araçları: Var olan geliştirici araçlarına inanılmaz kıvraklık ve güç sağlayacak yenilikler.

     

  • Apple Beats’i Ne Yapsın?

    Apple Beats’i Ne Yapsın?

    Geçtiğimiz haftalarda Apple’ın Beats’i satın almasıyla alakalı dedikodular yayılmaya başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde de Apple, resmi web sitesi vasıtasıyla müzik dünyasındaki devlerden biri olan Beats’i satın aldığını duyurdu. Apple’ı yakından takip edenlerin dikkatini hızla çekti bu haber ver sonrasında herkesin aklında bazı sorular oluştu. Apple, başka markalar dururken neden Beats’i tercih etti? Bazılarına göre Apple neden böyle saçma bir satın alım yaptı? Vs vs vs…

    Bu konulara biraz değinelim…

    İlk olarak şunu söylememiz gerekiyor: Apple Beats’i satın aldı derken Beats firmasının Beats Streaming Music elektronik müzik dağıtım ağını ve kulaklık gibi profesyonel seviye kulaklıklar üreten Beats Electronics’i satın aldığını bilmemiz gerekiyor. Yani bu satın alımın Apple için temelde iki önemli adımı var: Bunlardan birincisi yazılım ve diğeri ise donanım.

    Müzik dünyasında bir yarış var ve bu yarışmaya çevrimiçi müzik hizmeti açısından bakalım. Bu yarışmada kimler var?
    iTunes
    Spotify
    Beats

    Bu üç yarışmacıya ek olarak daha onlarcası da var ama bizi ilgilendiren şu an için bu üçü.

    Apple Steve Jobs’dan ibaret değil ve bunu anlamalıyız artık. Apple’ın her yaptığını yanlış olarak atfetmek çok da dürüstçe olmaz. Apple sonuçta bir teknoloji şirketi ve teknoloji ile büyümekte. Dolayısıyla küçük ya da büyük, satın alımlar sürekli olacaktır ve bu satın alımların ne kadar akılcı olduğunu bizler asla göremeyeceğiz (Apple’ın kar marjını açıkladığı toplantılar dışında).

    Beats müzik endüstrisinde en çok gelir sağlayan şirketlerden biri. Elektronik müzik dünyasını bir kenara bırakın, sadece kulaklık satışlarıyla bile bir lider konumunda. Bu kadar bıdı bıdıyı yapanların çoğu Beats kulaklıkları kullananlardan oluşmakta bu da ayrı bir çelişki doğrusu.

    Apple her iki ortamda da işine yarayacak bir rakibini satın alarak bence en mantıklı işlerden birini yaptı. Spotify da iyi bir rakip ama donanım olarak Apple’ın karşısına çıkamıyor. Sonuçta tek kulvarda Apple ile yarışta. Beats müzik konusunda Apple’a daha da fazlasını katacak. Bir de olayın diğer tarafından bakılması lazım. Apple sayesinde Beats daha fazla satacaktır; ama yine kazananan Apple olacak.

    Spotify kullanıcı sayısının Apple’ın kullanıcı sayısından fazla olması normal bir durumdur. Ayrıca Spotify, Apple’ın gelişim şemasına uyacak bir şirket değil gibi görünüyor. Apple Beats’i satın alarak aslında yarışmayı daha da kızdırıyor. Spotify’ı satın alamazmıydı? Yahu, dünyanın en değerli markalarından ve en zengin firmalarından birinden bahsediyoruz. Alırdı tabiki. Lakin, Spotify Apple’a çok bir şey katmayabilirdi. Spotify oldukça büyük bir kitleye sahip ve kendi normlarında büyüyen bir firma. Apple Spotify’ı satın alsaydı akışkan müzik (streaming music) dünyası sona ererdi. Amaç bir yarışmayı bitirmek değil, bu yarışmadan daha fazlasını çıkarabilmektir. Eğer tersini düşünüyorsanız hemen şimdi iTunes’u silin, Winamp yükleyin ve MP3 dinlemeye başlayın.

    Apple her ne kadar eskisi gibi belli bir zümre tarafından kullanılan teknoloji firması olarak anılmasa da, ortada bir gerçek var ki hala belli bir zümre tarafından kullanılıyor. Bu zümrenin satın alım alışkanlıkları arasında lüks müzik tüketimi yer almakta. Sizce bu durumda online radyo kanalına mı insanlar yönelir, yoksa lüks görünen bir alt yapıya mı? Bu konuda Apple’ın tercihi yine mantıklı görünmekte.

    Apple’ın Beats’i elemanları için satın aldığı dedikoduları yer almakta. Yahu bu kadar aptalca bir açıklama olamaz. Dünyanın en büyük şirketi birinin kaşına gözüne bakarak eleman almaz. Elemana ihtiyacı varsa onun şirketini almaz.

    iPod’larımızda, iPad’lerimizde ve en önemlisi iPhone’larımızda beats imzları kulaklıklar olsa inanın bana verdiğiniz yüzlerce fazladan lirayı düşünmezsiniz bile. Apple müşteri algısını çok iyi ayarlayan bir firma ve bu deneyimi bizler yani Apple ürünlerini kullananlar yıllardır yaşamaktayız.

    Yukarıdaki bilgiler ışığında, hala Apple’ın hata yaptığını düşünüyor musunuz?

  • World Wide Developers Conference 2014 Haziran’da

    World Wide Developers Conference 2014 Haziran’da

    wwdc14-tickets-ticketYıllardır Haziran ayını iple çekmemize neden olan Apple Dünya Geneli Geliştirici Konferansı bu yıl da yine bizi fazlasıyla beklentilere sokacak gibi görünüyor. 2-6 Haziran 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan geliştiric konferansı aklımıza ilk olarak iOS 8’i getiriyor. Dünyanın birçok noktasından Amerika’ya giden geliştiriciler burada Apple mühendisleriyle çalışmalara katılıyor ve ürünlerini daha iyi hale getirmek için yep yeni Apple teknolojilerini mühendislerden bizzat öğreniyorlar.

    Bu yıl galiba farklı bir kayıt yöntemi kullanacaklar. Kayıtlarda kura çekilişi olacak. Yani katılma şansınız oluyor. Geçen sen ilk birkaç dakika içinde kayıtlar bitmişti ve bunun dışında katılım olamamıştı. Bu sene ise farklılık şu cümlelerden anlaşılabiliyor:

    Randomly selected applicants will have the opportunity to purchase a WWDC ticket for 1599 USD or in local currency where available.* The purchase must be completed by April 14, 2014 at 5:00 p.m. PDT. WWDC tickets are for use by the selected applicant only and may not be sold, resold, bartered, auctioned, or transferred in any way. (sayfaya ulaşmak için tıklayın)

    Açılış, yeni ürün tanıtımları ve workshop(çalıştay)lara ek olarak konserler de WWDC’14 etkinlik takviminde mevcut. 7 Nisan 2014 tarihinde Türkiye saatiyle saat 15:00’te bitletler satışa sunulacak.